Dil Değiştir
ŞİRKETLER İÇİN KIRIK CAM TEORİSİ
 

ŞİRKETLER İÇİN KIRIK CAM TEORİSİ

 

 

“ŞİRKETLER İÇİN KIRIK CAM TEORİSİ”

Emrah Altuntecim 

“Broken Window Theory” konusunu yani “Kırık Cam Teorisi”ni Türkiye’de 2008 yılında ilk defa gündeme getiren danışman ve eğitimci olarak bu konu üzerinde uzun uzun düşünme imkanım oldu ve “Kendini Arama Kurtarma” isimli kitabımda da konuyu okuyucularıma izah etmeye çalıştım.

Nedir Kırık Cam Teorisi? Amerika'da, şehir merkezindeki bazı binalar gayet iyi durumdayken bazılarının harabe durumunda olmasının gerekçesini bulmak için yapılan araştırmalar sonucunda şaşırtıcı bir tetikleme mekanizması keşfedilmiştir. Bir bina nasıl harabeye döner sorusuna, kırık bir cam ile cevabı verilmiştir. Uzun sayılabilecek bir süre boyunca kırık kalan bir camın, belli bir süre sonra bina sakinlerinin bilinçaltında umursamama etkisi yarattığı savunulmaktadır. Daha sonra bir cam daha kırılmakta, binanın boyası dökülmeye başlamaktadır. Ya da birileri sprey boyayla yazılar yazıyor ve bir bakmışsınız ki binanın eski halinden eser yok..

Kırık Cam Teorisi, New York ve diğer büyük şehirlerin polis departmanları tarafından da fark edilmiş ve düzensizlikler henüz küçükken çözüm bulunması (kırık camların onarılması dâhil) sorun büyüyünce uğraşmak yerine tercih edilen yöntem olmuştur. Bu sayede suç oranlarında önemli düşüş gözlenmiştir.

Amerika'da "Broken Window Theory" olarak adlandırılan bu teori miktarı ne olursa olsun ödenmeyen borçların daha da büyüyeceği, mali açıkların fazla büyütülmeden kapatılması gereği için de bir mecaz olarak kullanılır. New York Polisi, önce küçük suçların peşine düşmüş. Metroya bilet almadan binenleri, apartman girişlerini tuvalet olarak kullananları, kamu malına zarar verenleri yakalayıp haklarında işlem yapmış.

“Kırık Cam Teorisi” yalnızca binalar için geçerli değil… Şirketler de bu teorinin vizöründen geçen kararlar gözetilerek ele alındığında kolayca ömürleri biçilebiliyor. 

Sorunları asla küçümsemeyin ve ertelemeyin.  Çoğu zaman sorunlar etrafında umarsızca, çözüm yolları üretmeden, ders çıkarmadan dolanıp dururuz. Bu sorunlar daha sonra zamanla bir araya gelerek daha büyük sorunlara, krizlere yol açabilir. Birçok insan, çözebileceği minik sorunları es geçmesi yüzünden altından kalkamayacağı sorunlar enkazı altında kalarak kurtarılmayı beklemektedir. Aynı şey kurumlar için de geçerlidir.